(bkz: avrupa gönüllü hizmeti) kabul süreci uzun sürebilir lakin.

www.ua.gov.tr

*2 ve 6 aylıkları da var.

*ayrıca "youth in action" projeleri var. 1 haftalık falan olur genelde ama bir sınır yok istediğin kadar katılabilirsin. ayrıca farklı farklı ülkelere gitmiş olursun.

@henry

youth in action bulmak için işin içinde,bağlantıların olması lazım o yüzden bence agh daha mantıklı.

Facebook hesabın varsa 'evs turkey' grubuna katıl, orada hem agh hem gençlik değişim duyuruları oluyor. Oldukça aktif bir grup.

@yol, bağlantı artık nerdeyse her programda gerekli. aksi için biraz şans lazım hem agh hem de yia için.

facebook'ta bir sürü grup var. şu an çok pasif olsa da katılımcı aranan projeler oluyor. şöyle bir liste yapmıştım, her grubu denemek lazım, tek yer olursa her duyuruyu yakalayamayabilirsin:

eksisozluk.com

iki ay sonra gelen edit: bu duyuru üzerine agh'yi araştırdım ve başvuru yaptığım ilk projeye seçildikten sonra okulu dondurup askerliği erteledim. önümüzdeki hafta uzun dönem romanya'ya gidiyorum :)

bu duyuru hayatımı değiştirdi, tavsiye eden arkadaşlara teşekkür ediyorum.

Direkt Ankaray'la Dikimevi durağında inip tabana kuvvet gidebilirsiniz.

ankaralı değilim ama dikimevinden oraya yürünmez yahu, bir taksiye felan binin bence. 5km olması lazım. en fazla 15 tl yazar herhalde.

direk ankarayla dikimevi.sonra ankaray çıkışından otobüse biniyosun.ama o mamak diye geçen askeriyelerin bi kısmı abidinpaşa'da.iyi bi bak da abidin paşa tarfındaysa 297,mamaksa 220-221 numaralara binmen lazım.ne birliği olduğunu da kaptana söylersin indiriver falan şeklinde.arkadaşlığınız daim olsun.

anladığım kadarıyla ankaray tramvay oluyor. ankaray'a nasıl giderim peki? otobüsle mi gideyim yoksa hızlı trenle mi? hangisi ankaray'a yakın olur?

aştide iniyosan alttan bağlantı var.ankaray metro oluyor.

Yok yahu, basit.

bilgisayar başına geçince yazacağım. Şu an ezberden yazamam. İki saat içinde yazmış olurum. Çok mu geç olur?

edit: üşenmedim, açtım bilgisayarı. karışık gözükebilir ama çok basit bir işlem. dediklerimi aynen yap yeterli.

başlamadan önce yapılacaklar:

1- içinde fotoğraflarının olduğu klasöre X adını veriyorum. Bundan sonra o klasöre X diyeceğim.
2- fotoğrafların üstüne yazı yerleştikten sonraki hallerinin olduğu klasöre de X BİTENLER diyeceğim. Masa üstüne "X bitenler" diye bir klasör aç ilk iş olarak. Buna gerek olmayabilir ama en sonunda faydalı olduğunu anlayacaksın. Sen gerçekten X bitenler diye aç ki ben anlatırken karışmasın.

önemli not: bütün fotoğrafların aynı boyutta olmalıdır. zira bir tane fotoğrafı seçip sağ alta yazıyı yerleştirdikten sonra diğer tüm fotoğraflarda da aynı yere gelecek yazı. eğer ki boyutları farklıysa bir fotoğrafın sağ altı diğerinin ortasına denk gelebilir.

1- Photoshop'u açıyorsun. Yeni bir sayfa açmıyorsun. açık olanları da kapa.

2- window'a tıklayıp sonrasında actions'a tıklıyorsun. Actions penceresi açılacak. Altında play, record, stop, çöp kutusu ve new action butonları var. Onlardan new action'a tıklıyorsun.

3-new action'ına isim veriyorsun. "deneme 1" de. isim verdikten sonra record'a tıklıyorsun. alttaki yuvarlak buton kırmızı oldu şu an. yani kayıtta. şu andan sonra yaptığın her işlemi kaydedecek photoshop. o yüzden ekstradan hiçbir şey yapma.

4- file - open - X deyip klasörünüdeki fotoğraflar içinden bir tane fotoğraf seçiyorsun. O fotoğraf şu an photoshop'ta açıldı karşında.

5- file - place deyip "PSD FORMATINDAKİ YAZI"yı seçip o açılan fotoğraftaki sağ alt köşeye istediğin gibi yerleştiriyorsun.

--- şimdi bir detay var: eğer o psd yazısını yerleştirdikten sonra resimlerin yazı yerleştirilmiş halini jpeg ya da png vs formatta kaydetmek istiyorsan 6. adımı uygula. eğer psd formatında istiyorsan direkt 7'ye geç.----

6- file - save - jpeg (ya da png ya da dicom ne istiyorsan işte) deyip X BİTENLER klasörüne kaydediyorsun.kaydettikten sonra close deyip açık olan fotoğrafı kapıyorsun. kontrol etmek için masaüstüne gelip bak klasörün içine. seçtiğin fotoğrafın yazılı hali oradaysa tamamdır. bu adımı yaptıysan 7'yi atla 8'e geç.

7- file - save deyip psd formatındaki dosyayı X bitenler'e kaydediyorsun. 6'da anlattığım ile aynı. sadece jpeg vs seçmiyor, direkt psd kaydediyorsun.

8- bütün bu işlem sırasında sağ tarafta actions penceresi açıktı hep. orada kırmızı yanan yuvarlak kayıtta olduğunu belli ediyor. şimdi o yuvarlağın yanındaki kareye tıklıyorsun. stop recording oluyor. kayıdı durduruyor. kırmızı yuvarlak gri oldu yine.

şimdi asıl trick başlıyor.

9- file - automate - batch yapıyorsun.

10- karşına şu çıkıyor. l1310.hizliresim.com buradakilerin aynısını yap.

ACTION: DENEME 1
SOURCE: folder

deyip X'i seçiyorsun. önemli uyarı: X'in içindekileri değil. X'in kendisini seç. bir kere tıkla X'e, mavileşecek zaten. Sonra da choose de.

daha sonra oradaki override actions... diye başlayan şeye tik atıyorsun. resimde var.

DESTINATION FOLDER'da X BİTENLER'i seçiyorsun.

altındaki override... diye başlayan yere tik atıyorsun. Daha sonra da gidip OK'a basıyorsun.

ekranına çat çat resimler hızlıca çıkıp sağ altlarına yazı hızlıca gelip kaybolacaklar. kaç resim varsa o kadar kere çat çat gelip gidecek. dediğim her adımı eksiksiz uyguladıysan olmuştur.

hayrını gör :)

biraz buldum ama yeterli degil, acelesi yok beklerim.

Sportife gitmistim, fitness icin falan kullanmadim fakat, yuzme icin dusunuyorsan havuzu cok kucuk bundan memnun kalmadim. Ama fiyati uygun

yeri nerede? fiyatı neydi? soyunma ve duş yerleri nasıldı?

Ibis hotelin altinda. Varunanin yan tarafında sayilir. Ben ogrenci seysinde 3 aylik 180e kayit olmustum ama su an ne kadardir bilmiyorum, gecen yil boyleydi fiyat. Soyunma ve dus yerleri temizdi simdi allah icin

üniversite caddesinde sayısız spotçu var orada bulursunuz anca.

hiç bulaşma! git yenisini al spotçuların alayı kazıkçı.

Kurumadan açmasaydınız keşke.

Şimdi açılmadıysa, dediğiniz gibi, o bir daha açılmayacaktır muhtemelen. Ama iyice kuruduktan sonra tekrar deneyin.

funnypicturesplus.com

pirince koyarlar çyle bişey olunca bataryayı falan çıkartıp.

Telefon iphone aldigimdan beri hic icini acmadim.Simdi nasil acacagimi da bilmiyorum?Bu pirinc olayi gercekten ise yariyor mu?Bir de olay gercekleseli 1 saat oluyor neredeyse ve ben sac kurutma makinesiyle de kurutmadim;hem evdekiler uyanir hem de telefon patlar o kadar isidan diye.

kardeşim telefonu suya düşürdükten 2 gün sonra bana söyledi, bende hemen bataryayı çıkarıp pirinçte bekletmesini söyledim. 1-2 gün bekledikten sonra telefon çalıştı. tavsiyem sende aynısı yap hacı, hiç vakit kaybetmeden piriç dolu kavanoza telefonu göm ve kapağını sıkıca kapat. birkaç gün beklesin. umarım düzelir.

telefonu ıslakken açmaya çalışırsanız elektronik kartlarına kısa devre yaptırırsınız.

telefonu pirinç dolu kavanoza komple gömünüz. pirinç bulunduğu ortamda ki nemi ve rutubeti emer.

telefonun içini aç, bataryasını filan çıkarıp ayrı yere koy. benimkine tam 3 kere su girdi, üçünde de 2-3 gün bekledikten sonra çalıştı. birinde pirincin içine koymuştum, o zaman daha çabuk düzelmişti. biraz beklet öyle, muhtemelen düzelir.

saç kurutma makinesini kullanma ayrıca, o daha kötü yapıyordu hatırladığım kadarıyla.

Sorun su ki telefonun icini acamiyorum.Daha once hic acmadim simdi nasil acacagim?Iphone'un icini acan da hic gormedim ki simdiye kadar.

iphone'u açma,sıçarsın. herkesin dediği gibi telefonu pirinç dolu bi kaba koyup kapağını kapat. 1-2 gün sonra şansın varsa iyileşir

Youtube'da vardır. Tam ingilizce'sini bilmiyorum ama how to open iphone falan yazsan çıkar belki.

Pirincin olayı da nemi çekmesi

bana bi telefoncu demişti ki:
suya düşerse sakın sudan çıkarma, bana getir kavanoz içinde diye

Tesekkur ederim cevaplariniz icin.Gidip yeni bir telefon aldim bile ama aklim hala bu telefonumda.Pirincin icine koyduk bekliyoruz bakalim nolacak.

en garanti yolu herhangi bir kuyumcuyu arayıp sormak hocam. bulunduğun şehirdeki herhangi bir avm'nin sitesine girerek kuyumcu telefonu bulabilirsin.

gram altini hesaplamak icin su siteyi kullaniyorum.

kendimce hesaplayip kuyumcudan gidip alirsam yaklasik fiyati bilip gidiyorum. 1-2 liralik farklar onemli olmamakla birlikte seni kaziklamaya calisanlara karsi bilincli oluyorsun.

ons fiyati burasi gunceldir goldprice.org

buradaki tutari 31,1 e bolup o anki dolar kuru ile carparsan 1 gr fiyatini buluyorsun.

ceyrek altin da yaklasik 1,75 gr oluyor kabaca bu sekilde hesaplayip kuyumcuya git

merkez bankası altın fiyatları yayınlamıyor bildiğim kadarıyla.
ben hep şu siteden bakarım: altinkaynak.com
alış ve satış fiyatları piyasa fiyatlarına daha yakın.

birkaç ay önce küçük altın alayım dedim 170 tl ile 155 tl arasında değişen fiyat söylediler. Hepsi kafasına göre söylüyor gidip sormak en mantıklısı.

malta

budapeşte, 24

16, paris

istanbul - denizli. daha birkaç ay önce. yaş 28.

Binmedim, hiç fırsat olmadı, ben de merak ederim ama son bir kaç yılda birden bire başlayan bir yükseklik korkum var önceden yoktu, bu uçağa binmeme engel olur mu vs. diye düşünmekteyim..

19, strasbourg
şu an 24 ve saydım da toplamda 6 kez binmişim.

13 Yasimda Istanbul, Turkiye'ye geldim

budapeşte, 20

Ankara,24

15 yaşında eskişehir-istanbul

6 aylıkken binmişim ilk. istanbul-trabzon.

Anne karnindayken turkiye-almanya. Onun disinda ilk defa haftaya bosnaya giderken binecegim cok heyecanliyim vuu, yas 18

Ankara ,22

23 - Amsterdam

quatar, 20

bide tarım uçağına bindim o daha zevkli

ilk yurtiçi izmir 27
ilk yurtdışı paris 29

başkasını boşver, plan yap kendin için. "çalışmaya başlayınca 3. maaşımla haftasonu yunanistana gidicem"gibi.

19, frankfurt. dönüp dolaşıp 10 yıl sonra tekrar gittim :D

ankaradan diyarbakıra, 6 yaşındayken

şu an 24 yaşındayım, ilki hariç hepsi yurtdışı, kaç kez bindiğimi saymadım.

18, istanbul

amerika, 14 yasinda

17, hollanda.

benimde ilk ucusum malta...hatta tum ucuslarim yurt disi ucuslari oldu..daha ic ucus gerceklestiremedim..

İlk Ankara - Adana oldu. Geçenlerde saydığımda totalde 60 kere falan binmişim. Yaş 24

evraklar daha ağır gelmiş olabilir.

gittiyse de gitti artık, beklemekten başka çare yok.

Sakin ol, üzerinde yazan adresten başka bi adrese gitme olasılığı yok. Zarflar aynı olsa da, her zarfı aynı olanı karıştırsalar ohoo.

abi durum şu:

zarf var, yanında da şu yapıştırılacak adres dalgası var ptt'nin. aps formu mu ne deniyor.

ben o adresli formu verdim ve zarfı verdim. acaba yanlış zarfı mı verdim diye düşünüyorum. hafızamı feci kastırıyorum, zarfı vermeden önce elledim mi kontrol ettimm i diye ama bir sonuca varamıyorum.

ben mümkün değil uyuyamam bu gece.


ya bu 40 gramlık ram, 20 gram olarak tartılmış olabilir mi farklı tartılarda. onu merak ediyorum. elim ayağım titriyor resmen ya.

Terazi hassasiyeti 20 şer gram heralde, gelirken 30 okuduysa 40 almıştır, giderken 29 okuduysa 20 almıştır, sakin..
+görevli kadın iyice ellediyse ne evrakı, burada başka bir şey var derdi herhalde?

şuan feci paniğim ya, gerçekten feci paniğim sakin olma ihtimalim yok. ekranım kararıyor resmen.

bi de 20 gram değil sanırım hassasiyet, 42 gram gözüküyor bana gelirken.
giderken 20 gram gözüküyor.

20 gram sanırım tam evrak ağırlığı.


keşke öbür evrakların da takip numarası yanımda olsaydı. allam sabır ver bana ya.

valla sinirden ülser, gastrit ne varsa azdı ya midem cayır cayır yanıyor. ben sabahı nasıl getireceğim.

bi de asıl felaketim olacak şey: üstünde işyerinin, kişilerin isimleri yazan paket gidecek. adamlar bir açacak içinden ram çıkıyor. o an vurun işte o an kafama sıkın başka hiçbir şey demiyorum ben.

hoca muhtemelen iki pakette yarın sabah gitmesi gereken adresin bulunduğu şube'de olur. sabahtan şubeyi arayıp nazik bir dille durumu anlatıp telefondakinin sizin paketi bulup eline almasını isteyin, elindeki paketin içinde evrak mı yoksa bilgisayar parçası mı olduğunu ayırt edebilir herhalde. karışıklık varsa paket dağıtıma çıkmasın deyin.

eğer durum dediğiniz gibi boktansa yukarıdaki rezilliği yapmaya değer bence. en kötü ihtimal telefonda şube müdürüne yalvarın, yardımcı olurlar herhalde.

o zaman sabah soluğu postanede alıp geri döndürme imkanını bir sorgulasan? doğru da gitmiş olsa geri gelsin yanlış göndermişim falan olur mu acaba? ne bileyim içine zehir bulaşmış, kesinlikle açılmaması lazım,geri gelmesi lazım falan işe yarar mı olayı büyütür mü bilemedim.

geçen gün arkadaşım ile ptt kargoya bir kargo bıraktık, gramajı tamı tamamına yazmadığını gördüm. aralıklı gramaj hesabı olduğunu düşünmüştüm.
zarfın üzerindekinden başka yere göndermezler. sen zarflarken yanlış paketlemediysen o başka:)

8.30'da açılıyormuş ptt'ler. sabah 8'de orda olucam, bu işi hallettirmem lazım. o paketler doğru yerlere gitmeli.

lütfen yardımcı olsunlar ya, ilk kez kaderden bir şey istiyorum ki yardımcı olsunlar bana bi kere şans yanımda olsun of ulan of ya.

@naturelist, hocam ben aps formunu pakete yapıştırmadım.

elimde 2 paket, 2 de aps vardı.

ben ilk aps ve paketi kadına verdim ki onda evrak olduğunu düşünüyordum. elledi, şaşırdı ne var bunda dedi, evraklar var dedim. ses etmedi, aps formunu üstüne yapıştırdı.

ardından diğer paket ve aps formunu verdim.

olaydaki paniğim bu yani. üstüne yapıştırmalı göndermedim paketleri. inşallah işler düzelir ya, başka hiçbir dileğim yok şuan.

3 kağıt, 1 a5 boyunda sarı zarf kaç gram tutar acaba. ben tam 20 gram tutacaklarını düşünüyorum.

yani bakıyorum bi a4 kağıdı 5 grammış, a5 zarfı da 5-6 gram olsa tam 20 gram yapıyor. ben bittim ya, keşke yarın sabaha uyanmasam.

bu arada paketlerin çıkış yapacağı şube dağ başında değilse aynı gün kargo aracına yükleyip çıkarıyorlar. yani çok büyük ihtimal paketler şuan yolda. gönderdiğiniz şubeye giderseniz işe yaramayabilir. ilk iş gitmesi gereken şubeyi arayın bence.

bak merak ettim şimdi, kargonun son durumunu yarın paylaşırsan sevinirim.

abi işte şubeye gidersem, belki onlar yardımcı olurlar diğer şubeyle işi halletmem adına. bilmiyorum aklıma başka bir şey gelmiyor. bu paketler %90 karıştı %100 karıştı %100000 karıştı. dizilerde görsem "yok artık" diyeceğim bir tesadüf ve salaklıkla karıştı üstelik.

2 tane ramin 20 gram etmesi mümkün değil MÜMKÜN değil ben delireceğim sakinleştirici içmem lazım

e duyuru işe yarayacaksa şimdi işe yaramalı, ptt kargoda çalışan ya da tanıdığı olan diye bir duyuru açıp üstte kalsın desen birileri el atar belki?

kargoda kaybolma ihtimali yok ama. yanlış adrese giderse irtibat kurarsınız geri gelir.

keşke kaybolsa ya keşke kaybetseler

ilgilenen, merak eden arkadaşlara söyleyeyim: hallettim işi arkadaşlar, biraz zor oldu ama halloldu :) başım ciddi biçimde ağrıyabilirdi. neyse ki halloldu. herkese teşekkürler.

aceleniz yoksa buldumbuldum.com dan sipariş edin.

ben satıyorum hocam, ücretsiz kargoyla gönderebilirim. herşey dahil 15 lira.

www.eksimarket.com

Teşekkür ederim..

bu hafta içinde sattın sattın çünkü bu hafta içinde yht açılacakmış.insanlar artık onu tercih edecektir.

@kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili

yht derken, istanbul-ankara olan mı?

valla niyetim yoktu ama fiyat uygun olursa düşünebilirim.

yht yılbaşına kaldı diyorlar.
20sine dönüşü kullanamıyoruz değil mi?

www.midomi.com

şakaysa hiç komik değil

(bkz: hahahah) iyiydi. ben vereyim ama mecidiyeköyden çeker mi ?

kablosuz modem şifresi sormuyorum, "ttnet wifi" şifresi soruyorum. ttnet müşterilerine "ttnet wifi" noktalarından internete erişebilmeleri için her ay belirli bir süre veya süresiz kullanım hakkı tanıyor. onu soruyorum.

aga altın nereye gidersen git aynıdır fiyatı şaka mısınız ya :D

bu yorumu bilincli mi yaptin yoksa issizlikten mi? turkiye'den altin alip ulkesinde bozduran turistler hakkinda bilgin var mi?

Boşver, bilen bilmeyen herkes konuşuyor.
Öncelikle yüksek miktarda altın olmaması lazım, gümrükte sorun çıkabilir o yüzden gümrük kurallarını okuyun. Onun dışında Tunus'ta bizimki gibi kuyumcuda çat diye altın bozdurma geleneği var mı ona bakın, minimum ne kadar bozuyorlar falan. Bunu da orada ya da oraya gitmiş birinden öğrenin, yoksa elinizde altınla kalabilirsiniz.

Onun dışında elbette yurt dışında altın satabilirsiniz.

Dostum tr deki altin fiyatlarini www.altinkaynak.com.tr adresinden güncel takip edebilirsin. Daha fazla bilgi veremeyeceğim ama bizim peder kuyumcu istersen daha detaylı sorular için mesaj at

@Wuzii, allah aşkına benim bilmediğim ama senin bildiğin nedir?
Altının birim fiyatı dünyanın her yerinde aynıdır siz neyin kafasındasınız :D

defalardır yeniliyorum duyuruyu @whoosie yok mu cevap?

arayın okuyun yahu
forum.donanimhaber.com

edit: Açın bugünün almanya altın piyasasınıi altının gramına bakın ve liraya çevirin. Sonra Türkiye'de gramına bakın. Daha aşağıda olacaktır. Aradaki fark da inanmadığınız fark olacaktır.

Ya uhuya bulaşmadan önce biraz vantusa böyle hohlayıp ya da buhara tutup yapıştırmayı denesene. Dolmuşçular falan öyle yapıyorlar.
Bu bilgiyi de nereden edindiysem lanet olsun.

mantıklıda ucuna biraz ağırlık bağlayacağım için sağlam olması gerek. kendi vakum gücü yetersiz kalıye.

tükürük.

ebediyyen yapıştırcaksan capon yapıştırıcısı kullan. Yok sonra sökerim diyorsan sıcak silikon kullan ama bu bir süre sonra bırakabilir, bırakmaya da bilir ne kadar ısıtıp kullandığına bağlı.

kameradan nefret ediyorum.sokakta görsem yolumu değiştiririm.bazıları da atlıyo kameranın önüne.

rezil olmak mı bilmem ama izleyince pişman olmamak için korkanlardan,kaçanlardanım.

Medya çok sikik bir şey oldu artık, o anlaşılmıyor. insanlar işlerinde profesyonel olarak tanıtım, ya da bir amaç için medya'nın önüne atlar.. ha burada salakça el sallayan kekoları söz etmiyorum. genel tanı bu. ;) hiç bi' kamera fobisi olmayanlar bile bu düşünceyle çıkmak istemez..

edit: keko derken öyle değil, tuhaf davranan, ergenik ya da salakça hareket eden türler. ;)

Yok ben öyle değilim ama ben de aşırı heyecanlanırım mesela. Yani hiç çıkmadım daha önce bi yarışma programına falan ama çıksam parkinson hastası gibi titrerim büyük ihtimalle.

kamera görünce kaçanlardan ve yarışmalara öldürsen başvurmayanlardanım, evet. ben fotoğraf makinesi görünce de kaçıyorum mesela. o yüzden pek fotoğrafım yoktur. koskoca eğitim ve öğretim hayatım boyunca çekildiğim fotoğrafların sayısı toplam 10'u geçmez. o da zorla çekilmişimdir ve mezuniyet fotoğrafıdır onlar da.
nedenine gelecek olursak kendimi izlemeye ya da fotoğraflarıma bakmaya dayanamıyorum.

yarışma programına katılırım ama şöyle katılırım sadece milyoner'e ve kelime oyunu'na. insanların görüşü ve toplum algısı umrumda olmadığı için daha doğrusu utanma gibi bir kavram hayatımda olmadığı için sıkıntı yok, korkmam.
muhabir görünce kaçmam fakat soru sorarsa yardımcı olamayacağımı söyler yoluma devam ederim. fakat bu işe üni öğrencileri soyunduysa elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.

evet hacı yanlışlıkla dilin sürçse veya bi anlık dalgınlıkla çok basit bir soruda elensen tamam koca ülkeye rezil oldun, ülke 2-3 güne unuturda arkadaş çevren kolay kolay unutmaz ve her fırsatta alay konusu olursun, özgüvenin kaybolur.

o yüzden bırak yarışmayı çıkmayı, yolda kamera görsem başka sokaktan giderim herhalde.

bir özgüven kolay oluşmuyor.

hayırlı olsun öncelikle, çok büyük bi rahatlık geliyor üzerine, ama bunun gazı 10 günde falan geçecek. tadını çıkar.

tebrikler,bi süre canın ne istiyosa onu yap,ödüllendir kendini :)

ulan bende menzun ne demek diye sözlükleri araştırıyorum.

üniversiteden mezun olmam hayattaki en büyük başarımdır benim. hele bi otur soluklan, askere git gel ama büyük umutlara kapılma. ya da kapıl sonra hayal kırıklığına uğra :) hayırlı olsun, gözün aydın!

Öncelikle tebrik ediyorum.

Acemi kampı bitti, gerçek askerlik şimdi başlıyor. Savaşa hoş geldin=)

1-2 ay takıl keyfini çıkart.

SOnra iştir güçtür derken durumu farkedeceksin=)

telefondaki veri kullanımına baktım şimdi, aynı süre içerisinde facebook messenger 10 mb kulanırken whatsapp 1.7 mb veri kullanmış. ikiside aşağı yukarı eşit kullanıyorum.

ayrıca messenger konuşmaların yanında profil fotolarını da her seferinde çekiyor.

yarım debriyaj, araba hoplayınca biraz debriyajdan ayağı çekip gaza geçiş. boş bir yer bulup dur kalk çalış bir kaç saat, alışırsın zaten.

başlarda ayak debriyaja basılıyken bi miktar gaz veriyoruz(tam kavrama noktasını kavrayamadığımız için stop etmesin diye), sonra yavaş yavaş ayağımızı debriyajdan çekmeye başlıyoruz. kavrama noktasından sonra araba harekete başlıyor.
kavrama noktasına alıştıktan sonra zaten ayağını debriyajdan çekerken ne zaman gaz vermen gerektiğini öğreniyorsun. hadi kolay gelsin.

3 senedir araba kullanıyorum, hala öyle zaaart diye kaldıramam. yarım debriyaja geldiğimi hissedince kaldırıyorum arabayı, bir kere yolda kalmadım. Fakat annem aynı şeyi yapmaya çalıştığı her seferinde balataları yakma eşiğine getirip kokutuyor. her seferinde yarım debriyaj kasmakta da atik olmazsan öyle bir tehlike var maalesef.

debriyajı hemen bırakma, araba hareket etmeye başlasın, ilerlesin, 5-10 m sonra tamamen ayağını kaldırabilirsin.

ayağın debriyaja basılıyken hiç kaldırmadan hafif gaza bas (tahminen 1-2 parmak kadar), gaza bastıktan sonra ayağını yavaşça debriyajdan çek ve hareket ettiğini göreceksin. arkadaşın dediği gibi 5-10 metre gittikten sonra devriyajı tamamen bırakabilirsin. bana göre en kolay yöntem bu, aynı anda gaza basıp debriyajı bırakmakla falan kafan karışmasın hiç.

Fordlarin kavrama noktasi biraz yuksektir. Yani debriyaj pedalindaki ayagini diger arabalara gore biraz daha fazla kaldirdiktan sonra gaza basmalisin. Debriyaji kullanmayi dogru duzgun ogrenmeni tavsiye ederim yoksa ayagin debriyajda 5 metre git 10 metre gitle baski balatayi eline alman cok uzun surmez.

yarım debriyaj +1

7 ay önce ehliyet aldım. sırf kaldırmaktan çekindiğim için sürmeye yanaşmıyodum. hocam yarım debriyaj yaptırmıştı yoğun trafikte. şimdi arabayı kaldırırken de onu yapıyorum ve korkumu yendim.

alışana kadar yarım debriyaj yap, araba biraz ilerleyince de vitesi 2'ye aldıktan sonra da bırak debriyajı. zamanla diğer türlüsüne de alışırsın zaten

ne dedilerse hepsini unut.Araba sürmek sevişmek gibidir.Arabayı hissedeceksin, onunla oynaşacaksın.
Sen daha ön sevişme filan olmadan bodoslama dalıyorsun,arabanın canı acıyor ve iflas ediyor.

Yani motorun gücünü birden tekerlere aktarıyorsun ve motor bu ağırlığı birden kaldıramadığı için s*ktiri çekiyor sana.
Yani motor o devirde çalışırken aslında arabanın o ağırlığını kaldırabilir ancak birden o gücü verdiğin için kaldıramıyor.Anahtar kelime yavaş olmak.
Hızla dönen bir disk düşün.o diske duran ve çok daha büyük başka bir diski yaklaştırıyosun ve birden zınk diye temas ettiriyosun,ne olur? küçük disk zınk diye durur.İşte stop etmesi de böyle bişey.Ama o büyük diski yavaşça yaklaştırıp hızlanana kadar bekleyerek yavaaşça bırakırsan ne olur? büyük disk küçük diski durdurmadan hızlanmaya başlar.

senin sorunun şöyle de anlatılabilir, debriyajın kavrama noktasında beklerken,araba tam kalkacakken arabanın hemen geri kaçacağını zannediyorsun ve panik oluyorsun, hemen araba kalksın diye ayağını çekiyosun.

düz,tenha bir yolda başla.gaza filan basma.debriyajdan ayağını motorun sesi değişene kadar, motoru dinleyerek yavaş yavaş çek.Ama tamamen bırakma! Motorun sesi değişmeye başladığında baskı balatasının kavradığı noktadır yani motor gücünün tekerlere aktarılabilmesi için ayağını en az o kadar çekmen gerekiyor.Şöyle de denebilir; debriyaja köküne kadar basmanla o noktaya kadar basman arasında bi fark yok.
Kalkarken biraz gaz vermenin sebebi de yukarıda bahsettiğim disk örneğindeki gibi, motora destek olmak yani küçük diskin hemen durmaması için onu hızlandırıyosun.

Arabanın normal çalışırkenki devri yani rölantisi düşük olabilir, ondan da stop edebilir.Bunun için kalkarken gaz vereceksin işte.Ama öyle 3000 4000 devir değil,2000,2500 filan, devir saatine bakacaksın eğer sesten pek anlamıyorsan.

Debriyajdan ayağını çekince araba yürüyecek diye bi kural yok, motor küçüktür ya da rölantisi düşüktür, yürümez yürümez.

Gaz vermekten korkma.Bi yerde zınk diye kalmaktansa biraz pati çekmek iyidir.İlk zamanlarda pati çeksen bile zamanla uygun gazı ayarlarsın zaten içgüdüsel olarak.

Ben kendi kendime pratik yaparak öğrendim.Acele etme, soğukkanlı ol.Arkaya kaçıracak olsan bile bi ayağın zaten debriyajda.sağ ayağınla da frene basarsın geri kaçmaz.Ya da el frenini çekersin.Öğrenince zaten arkaya kaçırma korkusu da kalmayacak.

Düz yerde öğrenmek şart.düz yerde olayı anlamadan yokuşta hayatta kalkamazsın.Bu yüzden dik yokuşlarda el freni kullanarak kalkmayı filan anlatmayayım hiç.

kavrama noktasındayken biraz bekle.Arabanın geri kaçacağını zannettiğin yerde geri kaçmadığını göreceksin.

Kolay gelsin.

Öncelikle ford larda yağ gibi kalkış ve vites geçişleri diye birşey yoktur bende de escort var ordan biliyorum mutlaka; kalkış 2 vites ve bazen 3. viteste silkeler. Ayrıca debriyaj diğer markalara göre çok daha serttir ve yukarıda kavrar.

Zamanla alışırsın ama başta yapamıyorum diyorsan boş bir yere çık ve sürekli dene. Tam olarak alıştığını 1. viteste arka arkaya kavrama-bırakma kavrama-bırakma yapabiliyorsan olmuş demektir. Bunun bir yolu yok herkesin yaptığı gibi debriyaj tam basılı iken gaza yavaş basıp ortalama 1500 devir civarı sonra yine yavaşça debriyajı bırakman gerekir. Bunun en doğrusu eski model ford lar için konuşuyorum yarım debriyajdaki ayak pozisyonun gaz pedalındaki ayak pozisyonunla eşit yükseklikte ise doğru yapıyorsundur ( tabi bu ortalama doğruluk debriyaj telin uzun veya kısa ise bunun doğruluğu kalmaz). Zaten yarım debriyaj seviyesinde araç yürür ondan sonra bırakabilirsin debriyajı ama nekadar yavaş bırakırsan okadar az silkeler.

Yokuşlarda korkuyorsan el freni çekik kalk. Böylece stop ettirsen veya kaydırsan bile arkadaki arabaya çarpma riskin sıfırdır. Bunuda şöyle yapabilirsin; el frenin çekik olsun. Vitesini 1'e geçir sonra sağ elin el freninde dursun. Aynı düz yolda kalkarmış gibi debriyaj-gaz muhabbetini yap ama gaza biraz daha fazla basabilirsin ama çok basma patinaja girer. Sonra arabanın kavramaya girdiğini anladığında ( araç el freni çekikken kavrama olursa aracın arka kısmı yere basar yani aracın arkası yere doğru bir hareket yapar bunu hertürlü anlarsın zaten) el frenini indir ve araba zaten direk ileriye hareket edicektir.

Ama bu işler öyle devir göstergesine bakmakla olmaz, ilerisi için alışamazsın. Göstergelere hiç bakma bunları yaparken sadece kulağın motor sesinde ve arabanın kavrama tepkilerinde olsun. Böylelikle çok rahat bir şekilde alışır ve öğrenirsin.

bos bi yokus bulacaksiniz. geri kacirmayana kadar calisacaksiniz.

yapa yapa, deneye yanila olacak...

ben de yeni araba aldım.pratikle çözülüyor bu iş boş bi alanda dur kalk yapman lazım.

bebek zaten ağlayan bir şey. ağlaması gelince çekime geçiyorlardır :)

yok bekliyorlar ağlamasını. hemen ağlatalım olsun diye bir şey yok... ağlatamazlarsa da esnerken ki haline bebek ağlama sesi monte ediyorlar :D

bi belgeselde izlemiştim, bebek ağlasın diye topuktan iğne yapıyorlardı.

şaka şaka, çoğu projede ağlamasını bekliyorlar ya da arkadaşın dediği gibi dandik filmlerde falan montajla hallediliyor.

valla bir yerde, bebek bir türlü ağlamayınca anne babasını çekim alanından uzaklaştırıp bir kaç dakika beklediklerini, ana babasından ayrı kalan bebenin direk ağladığını okumuştum.hatta bu tür manipülatif yöntemler çocuk psikolojisini etkiler mi falan muhabbeti vardı.3-5 yaş grubunda da annen seni bize bıraktı gelmeyecek artık falan diyip ciğeri sökülürcesine ağlayan samimiyetli ağlayışlar oluşturabiliyorlarmış.

valla bebeklerin gülmesi için setlerde "bebek güldürücü" uzmanlar var. cidden. genelde de ingiliz oluyolar. ağlaması için genelde uykusunun gelmesi beklenir. uykusu gelen çocuk mutlaka ağlar çünkü.

bebekler için beklerler ama çocuklara şöyle yapıyolarmış.

bu arada pantolonun üstündeki turuncu/sarı gömlek de ilgimi çekti. zara, pull and bear vs. sitelerinde dolandım ama sarı gömlek hiçbir yerde yok.

ykm'de vardı sevenhill marka, 50 liraya almıştım gayette güzel. birkaç kere yıkadım deforma olmadı, oldukça şık duruyor.

defacto'da da aynı rengini gördüm ama bedenini bulamamıştım.

he by mango'da vardı sanırım bir benzeri.

o gomlek de dockers

www.dockers.com

yahu çok özür dilerim lazer dolgu demişim, doğrusu başlıktaki gibi "lazer(le) kaplama" olacak, böyle bir şey var mı?

ben de gelirim herhal

gelmem ama uzaktan bakıp gülerim:p

tarih benim için sıkıntı yaratsada bundan sonrakilere katılmak isterim

özele de yazdım ama olsun, sen beni de yaz bakalım kanka.

19una mı karar verildi :( 12si olaydı iyiydi

malum final haftası, çoğunluk 19'u uygun gördü.

12 si olsaydı bende gelirdim =/

selamlar. beni de yazabilirsiniz. sevgiler.

edit: şehir dışına çıkma durumları oluştu. bir dahakine.

Eskişehir'de zirveler gerçekleşiyor, sen atlamışsın sanırım.

www.eksisozluk.com

www.eksisozluk.com

www.eksisozluk.com

www.eksisozluk.com

yapmayalım bence.

zirve oluyor zaten arada. zirve takip enstrümanı var ya, limon... oradan hallolur bu işler.

:) vay beee.. güzel memleketimdeki suserlara baaaele.. :)

bu akşam tripubdayız :)

pelinn.
fotoğrafı çekip yollayana benden bi bira
merak ediyorum da

ben gelmiyom.

18inde gidiyom ben:( facebook hesabım olmadığı için büyük zirve için pablozgr bana bi msj neyin .. .

bir hafta daha erteleyebilirseniz ben de katılırım =)

eskişehir'deki sözlükçü kızları pek beğenmiyorum o yüzden gelmeyeceğim.

Bu tripub nerede oluyor tam olarak?

Eskisehir'e pek asina degilim.

"zirve mi? ben de geliyorum!" diye gireyim olaya. facebook olayına nasıl dahil olucaz? var mı bi' kontrol mekanizması?

maps.google.com

genjler bu akşam 8 gibi tripubdayız

yapma volkan+1 ''hayvan gibi güldüm''
Yani şimdi saat 8 de filan mı..hımm.Peki.
Şimdi şöyle de birşey var;yazmaya utanıyorum ama durum şu;normalde ben maddi durumumu her zaman iyi tutmaya çalışan biriyimdir,lakin elimde olmayan sebeplerden dolayı bu hafta çok zor durumda kaldım.Yine de gelecegim..maksat insan tanımak.Büyük zirvede de ben ısmarlarım..görüşürüz. :)

bir ihtimal geçerken uğrayıp uzaktan kesebilirim.

zirve ne kadar sürer ne ederiz bilemiyorum ama peyote'de yora'nın konseri var. 11 gibi felan başlar. tripub'dan peyote'ye akmak hoş olabilir de olmayabilir de. kararsız kaldım. kalsın böyle.

hangi blackberry? son çıkan bir kaç modelde var wi-fi hotspot özelliği.

torch diye geçiyor ama?

torch ailesinde başka telefonlar da var ama, şöyle denmiş: docs.blackberry.com

titanium backup kullanarak.

tb'yi eski telefona kurarsın yedekleri alırsın.

tbbackup dizinini yeni telefona atar kurulumu yaparsın. sonrasında eski telefondan gelen dizini gösterirsin yedekleme alanı olarak.

geri yüklersin.

ha bu arada

bu işlem için root gerekir eğer cihazlar root'lu değilse malesef işe yaramaz.

titaniım backup ile all user apps ve system data'ların backup'ını aldıktan sonra yeni cihaza nasıl entegre edeceğim? bir sürü seçenek var.

system datasını geri yükleme zaten.
eski telefonun atıyorum GB'dir yeni telefon JB.

hiç gereği yok.

zaten telefon rehberini gmail ile senkron etmişsindir, etmediysen ediverirsin. aynı hesabı kullanırsan gerisin geriye yüklenir.

daha spesifik sorarsan elimden geldiğince yardım ederim.

titanium backup'ta da çok sorun çıkıyor ya, güvenilir değil bence.

bence en iyisi yedeklerle tek tek uğraşmak. fotoğrafları ayrı almak. sms'leri ayrı programla almak. kalan uygulamaları tek tek elle yüklemek.

sistem datalarini "xml" olarak (soracak, xml mi, binary mi diye) ve sadece secmece sekilde geri yuklemeyi deneyebilirsin... mesela wifi access point listesi/sifreleri, sms arsivi gibi seyler. genelde calisiyor.

saçın uzamasını hızlandıran özel karışım yağlar var. internette de arasan bulabilirsin. gerçekten etkili.

2-3 ayda bir uçlardan birer parmak kestirilir. saçlar uçlardan oksijen aldığı için uç kısımların yıpranmaması lazımmış. berberden aldığım bilgidir.

arkadaşın dediği gibi özel karışımlar vardır elbet ama saçın beslenmesi için su da faydalı, hergün yıkayarak çabuk uzamasını sağlayabilirsin.

yıllardır bu konuda çok uğraştığım için saçımın verdiği tepkiyi söyleyim 2 3 ayda bir kestirdiğinde uzamıyor çok fazla zaman alıyor. yağlardan özellikle yılan yağı çok etkili biraz pahalı ama. saçına düzleştirici uygulama elinden geldiğince böylece daha az kırılır saçların ve 5 6 ayda bir kestirirsin saçını kırmamaya özen göster kırıldığında kesinlikle kırıklarını aldır. boyatmamaya çalış saçlarını. çünkü ben boyayı kestiğim an saçım uzamaya başladı.

ben yılan, badem yağı falan denedim ama hıza katkısı olmuyor. en iyisi ıslatmaktır. 1.5 sene boyunca uçlardan falan kestirmezsen gayet uzun bir seviyeye ulaşır. en sıkıntılı dönem 10-15 cm'dir. ne bağlayabilirsin, ne sabit tutabilirsin. ikide bir kaşıntı yapar alnını terletir, kafanı sallamak zorunda kalırsın, bunalırsın. ama sonrası çok daha kolay. en önemlisi benim gibi birine bile sabretmeyi öğretti diyebilirim. kimse inanmazdı saç uzatmaya dayanabileceğime. :)

turkcell in vardı sanırım mikrosim.

mikroda var nano da var.vodafone için durum bu

oha

@gozyakansakiz
@duptıs

çok güzel, süper. peki turkcell ben abone merkezine gidip kendi numaram için çıkartabiliyor muyum bunu?

avea'nında küçük sim kartı var ama mikro mu nano mu onu bilmiyorum. patron yeni aldığı iphone 5'e takarken görmüştüm.

arkadaş bi dene sen kes tanımazsa gider alırsın. nedir bu müsriflik.

kesemeyeceğinden şüphe ediyosan git abone merkezlerine onlar orada anında kesiyor alet var.

@islergucler

arkadaşım güzel güzel yazmışım ya işte; ''takıntılıyım hastayım, istemiyorum.'' diye. ama abone merkezinden eğer numara değişmeden microsim kart alabildiğimize dair bilgi alırsam, yani garantilersem kendi sim kartımı kesmeyi deneyebilirim belki. o yüzden bana bunun cevabını verin. aynı numaraya microsim veriyorlar mı?

edit: @bir kac yazar once işte istediğim cevap. işte bu. bunu istiyorum.

e vaar. kim dedi yok diye. veriyorlar istediğin gibi. ayrıca satılan bişi değil bu, en fazla 5 liralık işlem ücretine falan veriyolar yani. ya da sen yanlış keser de sim kartını bozarsan bişi olmuyo, gidip yenisini alıyosun. 3 dakkalık işlem. relax.

böyle googledan okuyucu toplasın diye yalan yanlış şeyler satan sitelere bakıp gaza gelmeyin yani.

sakin ol şampiyon :)

"satılmıyor diye biliyorum ve başlıyorum saydırmaya"

micro sim de var nano sim de.

evet var ama bulabilene helal olsun. en azından avea için durum bu. ben de one x'imi aldığım gün yana yakıla mikrosim aradım ama yeni tel heyecanı ile pes ettim teslim oldum.

en son sorduğum bayii abi bulamazsın onu satılmadığı için sipariş usulu çalışıyor her yer şimdi sana sipariş versek bir haftaya gelir. bak bende iphone var ben de keserek kullanıyorum diyip bir aparatla kesti simimi oldu sana mikrosim.

kısaca kendin kesmeye çalışma elemanlarda delgi gibi bir aparat var güzelce kesiyorlar

abone merkezinden numaran değişmeden yeni mikro nano sim kart alablirsin.turkcell para alıyor.vodafone faturalı hatlara bedava

şeytan tüyü

karahindiba

taraxacum officinale

samsung s3 wallpaper çiçeği :))

resimdeki çiçek hali değil. çiçeğin kurumuş ve tohum başı oluşturmuş hali. her bir beyaz tane, tohum yani.

bitkinin (ve aynı zamanda çiçeğin) en yaygın adı karahindiba

ama wikipedia en yaygın adının "radika" olduğunu söylemiş. benim bildiğim, radika başka bir bitkinin de adı
tr.wikipedia.org

dandelion

beynin agizdan daha hizli calismasi olmasin o?

imkansız.

Sen ağzını açmaya karar verdiğinde, ağzınla beynin arasındaki mesafe ve nöronların da iletim hızlarını hesaplayacak olursan çok daha dehşet anahtar olgulara rastlarsın. Çünkü sen, ben karar verdim demeden önce, beynin senin yerine karar vermiştir. Sen daha sonra, beynin bu kararı eyleme geçirirken bunu farkedersin. Kısaca ağzını açmadan (Ağzını açmayı düşünmeden önce) beynin ağzını açma komutu gönderir. Ağzın tam açılacağı sıra sen ağzını açmaya karar verirsin. Böylece sanki düşündüğün anda yapabiliyor muşun hissine kapılırsın. Neyse mevzu derin. Bunu da bir araştır derim inan bana dehşet.

beynin daha hızlı çalışması değil, imkansız hiç değil.

sorun şu, normal insanlar bir şey söylemeden önce düşünüp beyinde toparladıktan sonra konuşur. ağzı beyninden hızlı çalışanlar ise konuşacağı zaman ağzına ilk gelen kelimeleri söyler, genelde de saçmalarlar. cümleyi beyinde toparlamaya vakit ayıramayacak kadar tezcanlıdırlar. (kendimden biliyorum)

halbuki biraz sakin olsam, önce beyinde kurup sonra konuşsam daha net olacak ama olmuyor işte ağzıma gelenleri lap diye söylüyorum, saçmaladıktan sonrada toparlamaya çalışıyorum bir sürü.

"ağzı beyninden hızlı çalışanlar ise konuşacağı zaman ağzına ilk gelen kelimeleri söyler,"

"önce beyinde kurup sonra konuşsam daha net olacak ama olmuyor işte ağzıma gelenleri lap diye söylüyorum"

bu cumlelerinizden anladigim kadariyla, siz agizin, beyinden bagimsiz olarak konusma uretebilen bir organ oldugunu mu soyluyorsunuz? ya da o agziniza gelenler nereden geliyor? agzinizdan mi?

"Tam beynim akilli uslu bi sey soyleyecekti ama agzim daha erken davranip sacma bi cumle uretti" mi diyosunuz yani?

@compadrito, yahu o kadar derine inmeye gerek yok temelinde tabiki konuşma emri beyinden geliyorda benimki biraz daha soyut.

bazı insanlar heyecanlı konuşur ya bir sürü kelime ve devrik cümle kullanırlar, sizde dur biraz sakin konuş dersiniz? öyle bir durum.

edit:
"Tam beynim akilli uslu bi sey soyleyecekti ama agzim daha erken davranip sacma bi cumle uretti" mi diyosunuz yani?
- evet aynen öyle

senin demeye çalıştığın "boş bulunmak" bence

bilimsel bir yaklaşım istiyorsan bir çeşit "anosognosia" olan reseptif afazi ile ilgili olabilir. afazinin diğer çeşitlerini de araştırabilirsin.

(bkz: afazi)

Tamam iste. Benim tiklemediginiz cevabim daha dogrusu sorum gecerli.

O sacma cumlenin kaynagi agiz degil, onun kaynagi da beyin. Beyniniz hizli calisiyor. Ya da tibbi tabiriyle, cerebral cortex frontal lob duruma hakim olana kadar, baska bir odaktan, ya da odaklardan sacma ve gereksiz bir cumle cikiyor. Buna da "patavatsizlik" diyoruz halk arasinda.

Hepsinde çalışıyor diye biliyorum siz editör diil de virwer'a atmış olmayasınız?

bende öyle biliyorum ama dökümanlardaki belgenin adı "falanca.xls", yükleyen kişide belgeyi excel'de hazırlayıp dökümanlara attığını söylüyor fakat dökümanlardan girince sanki pdf'miş gibi sadece görüntülüyor, halbuki dökümanın adı falanca.xls, yani dosya isminin sonunda xls yazması excel'de hazırlandığının kanıtı değil mi?

Dosya düzenlemeye açık değildir. Yukleyen kişi menulere baksin bunla ilgili ayar vardır. Bir de siz menulere bakın dosyayı bilgisayara kaydetme menusu olabilir.

yükleyen kişi dosya masaüstündeyken üzerinde değişiklik yapabiliyor, hay allah.

android'de sygic'i kesinlikle tavsiye etmem. onun disinda iphone da tomtom kullanmistim o cok guzeldi, varsa onu tavsiye ederim.

android içi sygic den başka var mı ki?
bende hem iphone da hem android tablette sygic var. tablet şu an yurt dşında olduğu için android versiyonu için bir şey diyemeyeceğim ama iphonedakinden baya memnunum. güncellemelerinden sonra baya başarılı geldi bana.
ücretsiz çözüm için ise google maps baya başarılı. ya da yandex haritalar. yapmanız gereken bir sefer uğraşıp her bayiyi kaydetmek

igo primo güzel. torrent'te de bulunabiliyor. fakat ben setup'ı ayrı torrentten, haritaları ayrı torrentten indirmiştim.
tabi istanbul için sizi ne kadar tatmin eder onu bilemem.

kesinlikle igo'yu tavsiye ederim, daha iyisi yoktur sanıyorum. eskişehir, istanbul ve bodrum'da kullanma fırsatım oldu ve her defasında yüzde yüz doğru yere götürdü beni.

NDRIVE

biz avea ile henüz yeni sözleşme imzaladık. web tabanlı bir yazılım kullanıyor yazılım kullanışlı gibi. ama tavsiye edecek kadar tecrübe sahibi olamadım.

bizde günde yüzlerce kişiye sms atıyoruz, yazılımın adı "netgsm". piyasadaki en ekonomik ve en sorunsuz sistem diyebilirim. sms başı 4-6 kuruş arası değişiyor, pazarlık yapabilirsiniz.

aynı sistemi kendimde kullanıyorum sms'im olmadığı zamanlar arkadaşlara oradan yazıyorum.

selamlar badiparmagi,

bu hizmete hala ihtiyacın var ise bana ulaşabilirsin.

bize gel?

mekanlar en fazla ne kadar değişik olabilir ki? garsonların amuda kalkarak sipariş getirdiği bi yer canlandı bir an gözümde.

bu nasıl soru abi? sıklıkla gidip yemek yediğin yerleri bilmemiz gerekir ki "değişik" derken ne demek istediğini anlayalım.

guru ya git bi fasülye ye.

loriol olabilir mi? salladım ama öyle dandik bişeydi sanki

abi bilsem sormam ztn:)

minibüse biniyorum

Golf, işsizim. Krediyle almadım.

91 model serçe'ye biniyorum, yeni mezunum, maaşım 1000 lira bile değil.

biraz kredi birazda arkadaş desteğiyle aldım

citroen c3. babam sağolsun. Yüzde 75i peşin kalan kredi

reno fluence krediylen

64 volkswagen type3/ citroen c4

biri aileden kalma/ kredisi bitti sayılır neyse ki..

2007 doblo. şirket aracı.

2001 bmw 530um vardı gitti yerine gelicek olanı bekliyorum.
şirket arabamsa palio sw. ikisi için de babam sağolsun.

citroen ax 1990 model, babam verdi :))

öğrenci olduğumdan düzenli bir işim yok ama çeşitli şekillerde ayda 300-900 arası kazanıyorum.

alstom a biniyorum

Vw polo 2007 disel , 3bin. Nakit

bende havamı alıyorum (serçe parmak)

2001 peugeot 206. okuyorum, annem aldi.
krediyle almadik, maasim da yok.

bisiklet'e biniyorum. maasim yok, krediyle almadim fakat caldim.

(bkz: belcika)

6 tane bisikletim var

en güvenilir araç uçak diye bilirim ben. düşerse şansın yok ama pek düşmüyor yani.

böyle bir ihtimal yok desek yalan olur...2 sene boyunca ayda 2 defa uçsan illaki bir ara düşersin yani..

normal nefes alıyorsun bir şey olmuyor. düşüp düşmeyceği belli olmadığı için "bir şey olmaz" diyip bineceksin, bir şey olmayacak :)

sadece uçak düşse neyse bi de terörist saldırıları falan var panpa. ihtimal az değil.

lan oğlum korkutmayın adamı. düşme ihtimali en az araç da düşerse ne bok yiycem. düştü mü de en ölümlü araç ama.

bir aralar daum türkiye deyken fener miydi besiktas mi bilemiyorum almanya da mahkemesi var diye neredeyse her hafta almanya-türkiye yapiyordu ucakla.. artik teknoloji o kadar ilerledi ki son yillarda sacma sapan hava sirketlerinden baska kazalar olmuyor, su anda hava da diyelim ki 20 bin tane sivil yolcu ucagi ucuyor ama haberlerde kaza haberlerinin günlük sayisi kac?

thy nin pilotlar ve hostesler mezarlığını bilmiyon mu lan
adamlar şehit mezarlığı tarzı yapmış.

İlk seferden önce herkes böyle düşüncelere kapılıyor da bir kere bindikten sonrası kolay. Gayet konforlu bir ulaşım şekli gittiğini bile anlamıyorsun uçağın. Türkiye'deki trafikte sağ kalmak daha çok endişelenmen gereken bir konu bence.

Sen böyle düşünüyorsan uçak görevlileri napsın :) Ayrıca söyle düşünmen biraz içini rahatlatır, uçak kazasında ölme ihtimalin sokakta, kaldırımda yürürken ölme ihtimalinden bile düşüktür hele ki türkiyede

sehirlerarasi otobus yolculugundan korkmuyorsan, ucak yolculugundan hic korkma! ucak yolculugunun en tehlikeli tarafi, taksiyle havaalanina giderkenki zaman dilimidir.

kanadın üstünde acil çıkış kapısı var, tehlike anında paraşütü takıp o kapıdan atlıyorsun. bende ilk bindiğimde aynı heyecanı yaşıyordum ama şansıma o kapının dibine denk geldi koltuk, olası bir durumda hemen kapıyı açıp atlarım diye tetikte gittim yol boyunca.

sende alabilirsen o kapının yanındaki koltuğa al, için rahat eder.

yalnız uçak ilk kalkışta böyle bi yüreğini hoplatıyo üçbuçuk atıyosun orada kaçırmazsan bi daha kaçırmazsın. bi de hava boşlukları var arada böyle zıplıyosun falan film şeiridi geçiyo derken tansiyon falan haha yok canım şaka

100 yıldır acı deneyimlerle geliştirilen güvenli teknoloji+yıllarca eğitim gören ve yüksek ölçekli zeka ve yetenek testinden geçen pilotlar=en güvenli ulaşım.
cidden taşımacılıkta kaza ve ölüm oranı en düşük araç uçaktır.

hahaha pilot olarak söylüyorum ki uçak düşebilir:)

yolcu uçakları kanat açıları ve yapılarından dolayı süzülmeye elverişli değillerdir öyle km lerce süzülemezler.

nefes almak zorlasmıyor basınçlandırılmış bir sistemdesiniz ama yine de 8-10bin feet yükseklikte nefes alıyormuşsunuz gibi bir hava soluyacaksınız. sonuç sıkıntı yok rahat rahat insan biyolojisi için uygun bir hava soluyacaksınız.

anadolu jet thy nin kardeş şirketi zaten.

Sırayla gitmiyorum cevaplarda.

-Nefes konusunda bir zorluk çekmedim bugüne kadar. Dışarıda nasıl alıyorsan aynı şekilde alıyorsun işte.

-Düşme ihtimali çok değil. Bak şöyle düşün, dünyanın herhangi bir ülkesinde bir uçak düştüğü zaman tüm dünyada son dakika haberi olarak veriliyor ama mesela bir trafik kazası 23904820394820394802398402398 tane araç karışmadığı sürece (ki yok öyle bir ihtimal) sadece yerel basında haber oluyor. Uçaklara güven, çok kez bindim. Çok güzel, sevimli aletler. Fırsatım olsa da kullanabilsem diyorum hatta.

özel arabada (nasıl bi tabir bende bilemedim) kaza yapıp ölme olasılığı 3 iken uçağın düşmesi ile ölme olasılığı 1 MİŞ. bu dediğim aslında çok bilimsel bişe valla bak ama şimdi kaynak dersen el feneri tutulmuş davşan gibi kalakalırım.

thy desen korkma derdim. uçakları son model ve periyodik bakımları düzenli. anadolu jette azda olsa risk var. ama birşey olacağını sanmıyorum.

@neysene kulaktan duyma şeylerle konuşma lütfen. hiçbir uçak bakımsız uçuşa gönderilmez, ayrıca thy neyse anadolu jet de odur. son model uçak:) yeni veya eski uçak yoktur, bakımlı veya bakımsız uçak vardır.

içiniz rahat olsun hiçbir pilot arkadaşım ölmek istemiyor, ben dahil tüm pilotlar önce kendi canları için sonra sizin canınız için uçururlar uçağı kısmet de kader de varsa son uçuşumuz olur.

@monkey öyle diyorsunda atlasjet uçağı yere yaklaşım cihazı bozukken uçuruldu?
video.cnnturk.com

edit: @monkey ondan ona atlamak değil. "hiçbir uçak bakımsız uçuşa gönderilmez" dediniz ondan dedim. ayrıca devamında da bakımlı ve bakımsız uçak vardır dediniz. bu da birbiriyle çelişen sözler.

düşmez. bugüne kadar hiçbir uçak düşmemiştir.

bu cevabımı sadece düşmez diyenlere tik atmanın manidarlığıyla okumanı rica ederim.

Öncelikle pilotlara Allah'tan rahmet diliyorum,

haberin altında yazan yazıyı kopyalıyorum izlemedim "Ağır Ceza Mahkemesi'nin tayin ettiği bilirkişi heyetinin hazırladığı raporda kazanın, pilotların kendi rotaları dışında başka bir rotada alçalması nedeniyle meydana geldiği tespiti yapıldı."

kaza ile ilgili yorum yapmak ya da konuşmak istemiyorum, mahkeme böyle karar vermiş o bozuk bu bozuk benim bile konuşmamı aşacak şeyler.pas geçilebilirdi geçilmemiş çok tartışıldı çok konuşuldu bazen insanın basireti bağlanıyor.

radio altimetre nedir? yerden hassas yüksekliğinizi belli bir seviyeden sonra verir sinyal yollar sinyalin yansımasıyla arasındaki farkı ölçerek yüksekliğinizi tayin eder. dağlık alanlarda zaten radyo altimetreye güvenilmez değişken yükseltili bölgelerde radio altimeter sürekli yerden yüksekliği farklı verecektir.ayrıca radyo altimetre havada da bozulabilir bu durumlara da hazırlıklı olunmalıdır. vs vs vs

sizin thy ile anadoluyu kıyaslamanızdan atlas jet e zıplamanız da garip. firma farketmez gerçi kimse bozuk eksik eski parçayla uçağı uçuramaz lisansı gider firmanın yaparsa da sonuçlarına katlanır. hem yüz milyon dolarlık uçağından hem firmanın uçabilirlik sertifikasından hem de marka isminden olur.tabi bir de yolcuların ailelerine büyük tazminatlar ödenir.

abim bu aletler motorlarının tamamı bozulsa, elektrik tamamen kesilse bile bir yere rahatça inebilecek modda tasarlanır. mesela bir uçak kazası olayında, aynen dediğim senaryo olmuş, elektrik de kesilmiş, yakıt zaten yok, alet alttan bi pervane fırtlatıyo, pervanenin dönüşüyle uçağa acil duruma yetecek kadar elektrik sağlanıyor, motorlar çalışmadığı halde uçak süzülerek iniyor ve 1 kişi yaralanmıyor bile. oku: en.wikipedia.org

ismimden anlasilacagi gibi isim geregi ayda ortalama 80 saat ucusum var okyanus otesi yurt ici avrupa dunyanin her yerine.
kabin basinci 8000 ft e ayarlanir birsey hissetmezsin. anadolu jet ucuslari kisa dir ic hattir ucaklar boeingdir. nefes almakta zorlanmazsin eger ucakta su an nasilsa oyledir. sadece inis kalkista kulaklarin agriyabilir buda ic basinc dis basinc ayarlamasiyla orta kulaga hava gondererek yani burunu tikayip havayi iterek ayarlanir iyi ucuslar

Ne zamandan beri uçak bakımlarını pilotlar yapıyor monkey kardes?
Adamlar son isten çıkartmalarla birlikte epey fazla eleman kaybı yaşadı. Teknikte ki adamın ısını iyi yapmasına bagli kısaca isin. Adam amca yeğen torpiliyle gelmediyse sıkıntı yok. Bunları THY veya Anadolu jet e bok atmak için söylemiyorum yanlış anlaşılmasın. Hatta bı yere uçacak olsam THY dısında başka havayolu tanımam ama itz di futbol detz di futbol vat ken ay dü?

:) oyle oyle.

www.eksiduyuru.com

öncedende sormuştun ve bende favorilerime eklemiştim :))

cevabım evet gösteririm hastalık bu, geçmiş olsun bu arada.

ne meraklıymışsın kıçını göstermeye ya. kıçımı değil, popomu gösterirdim. hem bak oraya da yazmışım, önemli olan doktora göstermen.

doktora gösterecem tamamda o götü bi görecekler kardeşim neticede, bu kıl dönmesi ameliyatını ben araştırdım, pansuman yapılacak o götüde afedersin ben her gün hemşireye gösteremem ki..



Kınayı getirr aaaaneeeyy, parnaaağın baaaatır aaaaaneeeyyy, parnaaağın baaaatır aaaaaneeeyyy..

zamanında her gün götünü gördü onlar nolcak. babadan başla. alıştıra alıştıra.

ebeveynlerim 12 yaşımda kıçıma fitil sokmuşlardı çünkü fıtık ameliyatı olmuştum ve kaka yaparken kendimi sıkmamam gerekiyordu :) çok daha rencide edici şeyler yaşadık yani bu hafif kalır :)

Rahat ol panpa. Kıl dönmesiysen o kıç bir süre topluma mal olacak, yapcak bişi yok. :D

hangisiyle aran daha iyiyse ondan başla.
durum ciddi kötü bişey varsa erken müdahale lazım.

ben kıl dönmesini göstermiştim anneme, tabi hepsini açmana gerek yok çatal görünsün yeter.

priz yok ama kesinlikle kamil koç rahat hat

genel olarak kamil koç ama bayram için gideceksen buzlu bile tercih edilir, çünkü yer bulmak pek de kolay değil şu sıralar .

bayramın ikinci günü için baktım bütün firmalar bomboş, şaşırtıcı ama şu priz olayı gerçekten yok mu?

tuğra dediğiniz şey padişahın imzasıdır. dolayısıyla imzanın da bir şeyin (bir metnin, fermanın vb.) üstünde olması gerekir (tabii tuğra diye mühür falan kastetmiyorsanız). bu tuğra neyin üstünde? yoksa tuğra dediğiniz şey, üzerinde tuğra bulunan (doğal olarak) bir ferman mı? üzerinde yaldızla işleme vb. var mı? tek başına tuğra demekle bir şey söylenemez. zira tuğra diye bir nesne yok. yoksa söz konusu olan üzerine tuğra işlenmiş varaklı bir oyma mı?

ayrıca söz konusu olan bir fermansa, öyle 50 milyon tl'lik ferman bilmiyorum ben.

tuğra derken evet mühür kastetmiştim

bir eksperin gormesinde fayda var, aklima eskidji geldi onlarla baglanti kurarsan deger tespiti icin bir eksper gonderirler. Ama tugra dedigin seyin eger soyadin osmanoglu degil ise yasal yollardan eline gecmesi biraz zor gibi. Gercekten guveniyorsan gir bu ise.

mühürler de değişik değişiktir. mühür, osmanlı'da sık kullanılan bir araçtı. padişahın da mührü vardır, sıradan memurların da. bu sıradan mühürler her yerde bulunabilirler. elli milyon tl çok büyük bir miktar. elli bin tl dese neyse de... ben sanmıyorum o miktarda böyle bir mührün olduğuna. yani söz konusu olan bir hitit kral mührü olmadığına göre?

bir tanıdığınız sizi sikmiş. kanuni'nin kendisi kapıdan gelip de dolmakalemle imza atmadığı sürece 50 milyon falan etmez o.

Bu konunun uzmanı değilim ancak şöyle bir şey söyleyebilirim.

Padişahların mühürlerinden iki adet bulunur ve birisi padişahta diğeri sadrazamda dururdu. Padişahın(öldüğünde ya da tahttan indirildiğinde) veya sadrazamın görevi tamamlandığında mühür saraya iade edilirdi. Dolayısıyla miras olarak bırakılabilecek bir şey değildir, devlet malıdır. Öyle bir şey varsa yasal yollardan ellerine ulaşmış olması mümkün değil. (soyadınız osmanoğlu olsa bile)

opetten şaşma. adamlar her bayiinin tuvaletlerine kadar sürekli kontrol ediyorlar.

opet ve shell. genelde hepsinin özel puan kartı var zaten.

Ooooo Oppeett OOoooOOOoo.

Kurumların yerli/yabancı sermaye oluşları, sosyal sorumluluk proje destekleri, genel temizlik ve hizmet kaliteleri ve tabii ki iskonto oranları benzinci seçmekte mühim.

Opet tüm bu hususlarda optimum fayda sağlayanı bence. İndirim ve kolaylık için bi taşıt tanıma sistemine üye olabilirsin yalnız sanırım şu sıralar bddk'nın bi çeşit düzenlemeleri sebebiyle iskonto oranları baya düştü. Bi de aylık tüketiminiz bikaç binin altındaysa çok büyük fark olmuyor zaten sanıyorum.

bu duyuruyu 2 sene önce açmıştım nerden aklınıza geldi cevap yazmak :D

emreozb başlatmış :D Ben üstteki tarihlere bakmadım ahahaha. Neyse, güncellemiş olduk :p

canıma tak etti insanların marka takıntısı. sırf tuvaleti temiz diye opet veya shell tarafından kazıklanmaya ne gerek var. hadi uzun yolda anlarım temiz tuvalet arayışınızı ama şehiriçinde yapma be kardeşim bu kan emicilere paranı yedirme lütfen. gördüğün en ucuz yerden gazını al, milangaz hariç. hiç bir sıkıntı çıkmaz.
not ( yıllardır bu sektörün içindeyim)

ksjahjsah evet haklısın :D bana da yazarken biraz garip gelmişti, teşekkürler :)

sağlam hort olmuş. milangazın ayrıca kötü olduğunu bilmiyodum.

Suç duyurusunda bulunun.Plakasını almanız gerekecek.

oncelikle gecmis olsun.. oalyi kafanizda dusune dusune daha kotu forma sokmayin.. bilincli ve bilincsiz onlarca sofor hergun bu cesit olaylara neden oluyor.. olayi kisisellestirip caninizi sıkmayın bosu bosuna..

plaka bilgisi varsa kalkis terminalindeki ilgililere sikayet edin oncelikle ki canınızın daha çok sıkılacagina garanti verebilirim.. tavir ve konusmalardan dolayi..

ama benim sahsi fikrimi sorarsaniz.. rahatlayin.. buyuk gecmis olsun.. sizin sikayetinizi ya da konusmanizi anlayacak kapasitede birisi olsa zaten trafik kurallarini da anlar.. o kapasitede birisi olsa hizli araba suremenin guzel araba surmek demek, iyi soforluk demek olmadigini da anlar..

simdi bir sansiniz olsa adamla yuz yuze konussaniz guzel guzel yine anlamaz.. cunku hayatin her aninda empati, saygi, dusunce ancak egitimle olabilecek, kişisel gelisimle olacak seyler.. Onun icin rahat olun, allan beterinden korusun insallah..

adamı bul. sik bi köşede. en iyisi bu. mahkeme falan uzun iş.

plakasını aldımda bilmiyorumki ne işe yarayacak, bunların bağlı olduğu bir dernek, kooperatif falan yokmudur ki?

seferi biliyosun. plaka belli. çok rahat bulunur.
durağa gidiceksin. durakta bişey yapılmaz linç ederler. senin elemana sıra gelince takılacaksın peşine.
anayolda aynı hareketi yapacaksın. önunde durduktsn sonra arabadan iniceksin ve "var mı bi sıkıntı???" bakışı atıcaksın. varsa bi sıkıntı döveceksin. sıkıntı yoksa olayı hatırlamıştır. o ona yeter zaten.

rahat ol, afiyet olsun

Kesilmiyorsa salla..

madem böyle bir sloganları var o zaman hakkındır kullan tabi

hayır kesilmiyor. mağaza müdürünün performansına giriyor çünkü onun ekibi kontrol edememesinin payı var asıl olayda.

ohoooooooooooooo, ben geç gelsin diye dualar bile ediyorum siparişten sonra. ayıp mayıp yok. casbizinıs.

O bişey değil biizm arkadaş karda çamurda çağırmıştı.10 dakika geç kaldı.bütün çingenelikleri yaptı bedavaya aldı.normalde hava koşullarının kötü olduğu zamanlarda geçerli değilmiş.ama çingenelik yaptırır.
hocam bide şöyle düşün.20tl ye satıyolar da maliyetine bi bak.edilen kar a bir bak.adamlar bedavaya vermeyi göze alıyosa inan umurlarında değil o kadar.

kendileri "gelin bizi geç kalırsak yolun" diyor rahat ol

hepimiz yanacağız.

ben 6 dakika için böyle birşey yapmazdım. evet o adamın maaşından kesilmeyecek. ama yiyeceği fırça ve içine düşeceği berbat durum,paradan daha önemli olabilir.

zıkkım olsun.

(şaka lan afiyet olsun)

maaşından kesilmesini sorman bile yeter bence.

şöyle düşün, sen şimdi dominos'dan ücretsiz pizza yediğini çevrene anlatıp haliyle onların reklamını yapacaksın. onlarda reklam karşılığı senin karnını doyuracak.

yani sen bedava pizza yedin, karşılığında da gerek burda gerekse arkadaş çevrende reklam yaparak karşılığını ödedin, bu kadar basit. hiç takma o yüzden.

senin anlatma olayın reklam falan doğru. bedava yiyebilme ihtimaline karşı sipariş veren arkadaşların bile olabilir. bak kâr ettiler yine.

çingenelik etmişsin.
ayıp ulan 6 dakika için nedir bu böyle be.
azcık utanın.
adamlar 30 dakikada kapınızda derken hızlıyız yani sizi bekletmiyoruz diyor.
senin gibi çingeneler doysun diye hizmet etmiyor.

Domino's Pizza 30 dakikadan geç yapılan teslimatlardan dolayı eve servis elemanlarına ceza vermez veya maaşında bu bedel kesilmez.
Bu cümle firmanın sitesinden alınmıştır. 30 dakika garantisi veriyorsa sen ayıp etmiş olmazsın dominos sana ayıp etmiştir.

rahat ol doğrusunu yapmışsın.

boy ?

185 çok uzun mu? Yok artık... 2.00 çok uzun 185 ideal.

edit: erkek sandım, kadın için uzun.

1.85 çok uzun değil normaldir.

cinsiyet?
kadın için biraz uzun da, erkek için ideal.

naaptın sen ya .. Bende 2.05 falan gibi birşey bekledim , normal hacı bence de.

1.85 normal boy, sırıtıyorsan çevren kısadır. benim çevremde sırıtman için en aşağı 1.95 olman gerek misal.

cinsiyet düzeltmesi: uzunsun evet, ben hayatımda 1.85 bir kadın tanıdığımı sanmıyorum.

yanındakiler çok kısa

kadın için uzun yani, zeyıf değilsen yapılıysan da erkek gibi durur kusura bakma. benim de böyle bi tanıdık var öyle.

1.85 gayet normal boy kadın için bile, kafa çarpmanız boydan değil de dikkatsizliğinizden olabilir :)

evet uzunsun ama anormal değil tabi. türkiye gibi boy ortalaması kısa olan bir ülkeye göre uzunsun. yoksa daşş gibisin :)

ayni sorunlari bende yaşıyorum, özellikle sokakta önüme bakmadan yürüyemiyorum kafam tabelaya, ağaç dalına falan çarpacak diye. uzun boyu hiç bir zaman dezavantaj olarak düşünmedim ama senin için bilemicem.

boyum 1.90, sevgili olalım mı?

Yeterince ince değilsen, algıdan dolayı Türkiye'de erkek gibi görünüyor kadınlar. Aksiyse fantastik olur ama, bu defa da uzun boylu erkek sıkıntısı çekersin, işin zor =/

ortalama bi türk kızına göre uzunsun. uzun arkadaşlar edin, erkeklerle takıl, vs.

1.85 ne yaptın sen bacım, senin ellerin falan da büyüktür, basketbol falan mı oynadın ne yaptın.

iri kemikli, kilolu ve geniş omuzluysan kötü :(

Vücudun orantılıysa boş ver etrafını o kadar da dert edilecek bi'şey değil. Kafanı çarpma meselesiyse bu senin kaderin kaçış yok :)

zorunlu trafik sigortasından mı bahsediyorsun, kaskodan mı?

şirketlerin kasko yapmaya pek yanaşacağını sanmıyorum. eğer zorunlu trafikse ucuz olandan yaptır gitsin.

zorunlu trafik sigortasıdır herhalde. polis yakalarsa 5000 tl cezası var dediler garaja çektim korkudan.

iyat bir çok şeye bağlı olarak değişiyor.en ucuzundan yaptır.ben bugün yaptırdım 300 e yakın bişey tuttu.

o arabaya 3000 tl lik kasko olur. ancak kurtarır. parçası pahalı.

"alles klar" olmasin

anlamına baktım ama ilgisi yok. türkçedeki "tamam, anladım, evet evet" gibi günlük hayatta çok sık kullandığımız bir kelime olduğunu düşünüyorum.

alles klar +1

alles klar +2 sözlükteki anlamlar yanıltıcı olabilir. bize anlamı ve kullanılışı garip gelse de değişik dillerde bu tarz kullanımlar olabilir.

şey gibi düşün. şey işte.. sözlük anlamına baksak her alakasız yerde bu kelime neden kullanılsın ki dersin yabancı biri olsan ama şey işte.

anlamı nedir ki?

edit: bir arkadaş sağolsun özelden açıklamış. ses tonuna göre evet, anladım, anladın mı?, sorun var mı? gibilerinden pekiştirme amaçlı kullanılıyormuş.

Eğer soruyu kendin için sormuşsan senin durumunda olsam kredi almazdım. 2000 TL'den ve 4 ay vadeden bahsediyorsun. 4 ay beklesen zaten 2000 TL'den fazlasını biriktirirsin çünkü 4 ay vadede sen bir de faiz ödeyip borcu kapatacaksın.

Para acilse orasını bilemem. Ama o paraya faiz vermeye yazık be.

Cevaplar:
1. İhtiyaç kredisi
2. 4 ay vadeliyi ödeyebileceksen daha mantıklı.

Faiz oranlarını ve dosya masraflarını bankaların internet sitelerinden bir tıkla öğrenebiliyorsun.

para acil lazım, bankaların sitelerine girip karınca yazıları arasından dosya masrafını seçip karşılaştıracak kadar vaktim yok maalesef. yakın zamanda kredi çekmiş, araştırmış biri vardır elbet.

hsbc den bugun gelen mesaj: 20 temmuza kadar gelin size özel belgesiz kefilsiz 1500tl ihtiyaç krediniz hazır.

6 ayda ya da senede bir kez kestiriyorum :D

ayda 1. bir de saçlarım çok sert, kestirmezsem şekil mekil almamaya başlıyor.

haftada bir, küvette kendim kesiyorum, makinayla, 2 numara.

ayda bir kestiriyorum. saçlarım sert ve hızlı uzuyor.

3-4 haftada bir. makineye vuruyorum. kimi bulsam o vuruyor yani.

4-5 senedir, 6-8 ayda bir kestiriyorum. O süreç içinde bir kere bile gitmiyorum. berber pişmanlıktır. En son aralıktaydı kestirdigimde, saçlar bok gibi şu an, bir leş, pasaklı imajı oluşturuyor gibi ama valla temizim. neyse

3 yıldır kestirmiyorum berber parası cebimde kalıyor, beyin bedava

saçım yok amk ne diyosun

6 yıldır kestirmiyordum ama son üç aydır ayda bir. hep üç numara nasıl bir model verdirsem acaba konusu gelmişken sorayım.

15 günde bir. maksat saç uzamasada enseyi, kenarları falan düzelttirmek.

hangi filmleri istediğinizi yazsanız daha pratik olur

kavga-dövüş, aksiyon, vampirli vb tarzdaki filmler

bende de ev arkadaşlarımda da filmler var. dilerseniz yarın, öbürgün bir kahve içmeye beklerim. ama efruz.un da dediği gibi varsa aradığınız filmler yazın buraya. arşivde yoksa bile indiririm internetten.

yukarıda bahsettiğim türdeki filmler arıyoruz, hangilerini izleyip izlemediğini bilmediğim için isim veremeyeceğim.

yarın öğlenden sonra gelebilirim bir ihtimal, sen numaranı özelden yaz ben rahatsız ederim gün içinde.

sağolasın

zamanında bi arkadasıma bir sürü film dvdsi yapmıstım sonra veremedim elimde kaldı. çöpe atacaktım içim el vermedi. elimde 11 dvd var her birinde ortalama 4-5 film oldugunu varsaysak 50-60 filmlik arşiv var.

fakat filmlerin hepsi aksiyon değil. önemli bir kısmı sanat filmi. eğer sorun olmayacaksa adresini ver pazartesi günü kargoyla gönderiym.

adam salı günü yola çıkacak, muhtemelen kargo yetişmez. yinede teşekkürler

osmangazi-opera tramvayına binip stadyum'da inerseniz, stadyumun karşı köşesi halk kütüphanesi. ama anadolu ünv kütüphanesi daha rahattır.

anadolu üniversitesi kütüphanesinin üst katları sakindir, adalardaki küçük cafelerde gündüzleri tenha olur, açık hava olsun dersen kent parkta falan çimenlere yayılıp çalışırsın bir güzel, tabi ne derece verimli olur orasını bilemem.

bir de reşadiye camisinin karşısında bir yerlerde halk kütüphanesi vardı ama oranın pek sakin olacağını sanmıyorum, çoluk çocuk çok olur.

eskişehir'e gel

Haydarpaşa'dan trenler hala işleseydi gelirdim hiç düşünmeden, o nednele istanbul'a bağlıyım.

sinemaya git

açlık oyunları filmini izlemeye git, ben öyle yapacağım:)

besiktas parkına git.apaçi kaykaycı cocuklar fln komik düsüyolar.

sahnehal'de "eksik" adlı bir oyun var. bu akşam izledim çok güldüm. ona git yarın. eğlenirsin.

Taksim'e git
herkesicinmimarlik.org